KYSD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat ÖZPEHLİVAN
2025 yılına zorlu bir senenin ardından yine birçok farklı ekonomik kırılma olasılıklarıyla giriyoruz. Yüksek faiz oranları, rekabetçi yapımızı zorlayan döviz kurları, maliyetlerimizi artıran enflasyon ve işçilik oranlarıyla hem yerel hem de global pazarlarda bizleri zor bir yıl beklediğini söyleyebiliriz. Konfeksiyon yan sanayi sektörü güçlü teknolojik ve makine altyapısı, bilgi-birikimi, tasarım ve üretim gücüyle dünyanın alanında en güçlü endüstri dallarından birisidir. Bu gücün korunması bizler olduğu kadar ülkemiz için de elzemdir. Küçük ve nihayi sayılmayan ürünler üretiyor olsak da nihayetinde özellikle hazır giyim başta olmak üzere birçok sektör için stratejik öneme sahip malzemeler üretmekteyiz. Bir askı, şerit, düğme, etiket, fermuar ya da tela olmadan bir elbiseyi yükleyemez, ihraç edemezsiniz. Ülkemizin 50 milyar doları aşan tekstil ve hazır giyim sanayiinin en önemli güçlerinden birisi konfeksiyon yan sanayi sektörüdür. Üretim, istihdam ve ihracatta daha fazla kayıp yaşamak istemiyorsak öncelikli olarak major problemlerimizi çözmeliyiz. Faizlerin küresel ölçekte kabul edilebilir seviyeye çekilmesi, döviz kurlarının baskılanmadan serbest piyasada sanayi ve ihracatı destekleyici bir değere ulaşması ve enflasyonun girdi maliyetlerimize minimum etki edecek düzeye çekilmesi 2025 yılı için en önemli önceliğimizdir. En önemli hedef sektörümüz olan hazır giyimde sağlanacak iyileşme şüphesiz bizlerin üretimine ve istihdamına katkı sunacaktır. Bu anlamda ülkemizde düşen talebi sübvanse edebileceğimiz küresel pazarlarda tutunabilmemiz için daha rekabetçi maliyetlere sahip olmamız gerektiğini vurgulamak isterim. Faiz, döviz ve enflasyon üçgenine hapsedilen hiçbir endüstri dalı maalesef gelişemeyecek ve zamanla yatırım ortamından uzaklaşıp küçülecektir. Üreticilerimizi rakip ülkelere kaptırmak yerine onlara kendi ülkemizde rantabl koşullar sunmaya odaklanmalıyız. Unutmayalım ki bizim kaybettiğimiz her an ve her zaman rakiplerimizin büyümesine, gelişmesine ve bizlere gelecekte daha büyük sorun teşkil etmesine ön ayak olmaktadır. Bu vesileyle 2025 yılının beklentilerimizin karşılandığı, sektörümüz ve ülkemiz adına sağlıklı, mutlu, huzurlu ve barış içinde bir yıl olmasını diliyorum.
Tough economic conditions in 2025 and the strategic role of the apparel sub-ındustry
By Dr. Murat ÖZPEHLİVAN, Chairman of the KYSD Board
As we enter 2025 after a challenging year, we are faced with the possibility of various economic disruptions. High interest rates, exchange rates that strain our competitive structure, inflation and labor costs that increase our expenses, are all factors that suggest a tough year ahead in both local and global markets. The apparel sub-industry is one of the world’s strongest industrial sectors, with its robust technological and machinery infrastructure, knowledge, expertise, design, and production power. Preserving this strength is vital not only for us but also for our country. Although we produce small, non-final products, we ultimately manufacture materials that are of strategic importance to many sectors, especially ready-to-wear. Without a hanger, ribbon, button, label, zipper, or interlining, a garment cannot be packed or exported. The apparel sub-industry is one of the most important pillars of our country’s textile and ready-to-wear industry, which exceeds 50 billion dollars. If we do not want to face further losses in production, employment, and exports, we must prioritize solving our major problems. The most important priority for 2025 is to bring interest rates down to globally acceptable levels, let exchange rates reach a value that supports industry and exports without being artificially suppressed, and reduce inflation to a level that minimally affects our input costs. The improvement in the ready-to-wear sector, which is our primary target, will undoubtedly contribute to our production and employment. In this regard, I would like to emphasize that we need to have more competitive costs in global markets where we can offset the decline in domestic demand. No industry trapped in the triangle of interest rates, exchange rates, and inflation will be able to develop. Over time, it will lose investment and shrink. Instead of losing our manufacturers to competing countries, we should focus on offering them profitable conditions here in our own country. Let us not forget that every moment and every time we lose, we are paving the way for our competitors’ growth, development, and ultimately, larger challenges for us in the future. With this in mind, I wish for 2025 to be a year in which our expectations are met, bringing health, happiness, peace, and prosperity to our industry and our country.