MÜSİAD, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Ticaret Ataşelerini, MÜSİAD Genel Merkez’de misafir etti. Türkiye’nin AB üyesi 28 ülke ile gerçekleştirdiği ithalat ve ihracat potansiyelinin yanı sıra ticari ilişkiler, doğrudan yatırım ve iş ortaklığı fırsatları değerlendirildi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ve Uluslararası İlişkiler ve Dış Ticaret Komisyonu Başkanı Zeki Güvercin’in ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya; İstanbul’da ticaret misyonu bulunan Hollanda, İtalya, Avusturya, Fransa, Almanya, Yunanistan başta olmak üzere birçok AB üyesi ülkenin ticaret ataşesi katıldı. Toplantıda konuşma yapan Güvercin, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin başladığı günden bu yana inişli çıkışlı bir görüntüye sahip olduğunu belirtti ve “Yarım asrı aşan bu sürecin uzunluğu, her iki aktör açısından da zaman zaman temasların rasyonel bir zeminde kurumsallaşmasını engellemektedir. Bilhassa katılım müzakerelerinin başlatıldığı tarih olan 2005’ten bu yana değişen siyasi ve ekonomik konjonktür, maalesef Türkiye’nin Avrupa Birliği ile müzakere sürecinin objektiflikten uzaklaşmasına ve siyasallaşmasına neden oldu. Biz, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en yaygın Sivil Toplum Kuruluşlarından biri olarak elbette siyasi gelişmelere duyarsız değiliz.
“AB İLE YAŞANAN GERİLİMLER EKONOMİYE YANSIMAMALI”
Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde, iki aktör arasında yaşanan siyasi gerilimlerin ekonomik ilişkilere asgari düzeyde yansıması ve başta Gümrük Birliği olmak üzere Serbest Ticaret Anlaşmalarının siyasi konulara meze yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Hiç şüphe yok ki; Gümrük Birliği Anlaşması, anlaşmaya dâhil olduğumuz günden günümüze kadar, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ekonomik ilişkileri yepyeni bir boyuta taşıyarak, ülkemiz için ciddi bir kazanım oldu. Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye giren yabancı yatırımların hızlanmasında da etkili bir misyon üstlenen Gümrük Birliği Anlaşması, böylece söz konusu dönemde AB’nin, Türkiye’nin hem en büyük ticaret ortağı hem de en büyük yatırımcısı konumuna yükselmesinde önemli bir rol üstlendi” dedi.
“AB’NİN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”
MÜSİAD Genel Başkanı Kaan ise, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğunun, 1963 yılında başladığını hatırlatarak, “Türkiye ilk başta, Birliğe üyelik süreciyle ilgili iki taraf da istekli ve kararlıydı. Takip eden yıllarda Türkiye’nin istek ve kararlılığında bir düşüş değil, artış oldu. Fakat AB tarafında maalesef aynı tutum söz konusu değil. AB’nin tavrı, başından bu yana bir dalgalanmada seyretti ve bu seyir, özellikle son birkaç yılda Türkiye’nin kaderiymiş gibi bize kabul ettirilmeye çalışıldı. Bunları söylerken, bir iş adamı ve STK başkanı olarak ama hepsinden önce bir Türkiye vatandaşı olarak büyük üzüntü duyuyorum. Çünkü bizim AB üyeliğimiz, tek tarafın fayda sağlayacağı bir durum değil. Defaatle ifade ettiğimiz gibi, AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Ülkeler arası ilişkiler, bireyler, kurumlar arasındaki ilişkiden farklı olarak stratejik yürür. Dolayısıyla, yıllar içinde emek vererek belli bir noktaya taşıdığımız dış ticaretimizin, ülkelerin siyasi tutumundan dolayı zarar görmesi bizi en fazla etkileyen konulardan biri. Ticaret ve ekonomik ilişkiler, siyaset üstü bir konu olarak görülmeli ve buna göre tedbirler alınmalı” şeklinde konuştu. Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yücel de, Türkiye’nin AB ile ticaretini daha ileriye taşıması ve taraflar birbirlerini doğru değerlendirmesi gerektiğini belirtti ve AB’nin Türkiye’ye karşı bir ‘samimiyet değerlendirmesi’ yapmasının bir borç olduğunu ifade etti.