Yunanistan cephesinde, işler bildiğiniz gibi. 17 Haziran’da yapılacak seçimler
ve sonrası için bahisler oynanıyor. Kriz alfabesiyle ifade edersek, vaziyet “L”
biçiminde. Komşu çakıldı, yatıyor! “L”nin tabanının daha ne kadar genişleyeceği konusunda rivayet muhtelif. Komşunun krizi, AB’yi germeye devam ediyor. Sadece?komşu?mu??İspanya’nın problemli bankacılık sektörüne ilişkin son IMF raporu, Euro Bölgesi açısından yeni bir “kalk borusu” niteliğinde. Bu arada, Avrupa Merkez Bankası’na (AMB) yönelik temelsiz ve klasik serzenişler sürüyor. Aslında, tarih tekerrür ediyor. Ne mi oluyor? Kriz ortamında para otoritesinin yakasına yapışmak, daha doğrusu, “samanlıkta kaybedilen yüzüğü, bahçede aramak” çok popüler bir davranıştır. Özetlemek gerekirse: Birtakım pisliklerin üremesi ve krizin olgunlaşması için her türlü ortam hazırlanır. Daha sonra, merkez bankaları göreve çağrılır. AB’de olan da budur. AMB Başkanı Mario Draghi (Süper Mario!) bir süredir yeniden tırmandırılan eleştirilerden iyice bunalmış olacak ki,?geçen?hafta?şöyle bir açıklama yaptı: – AMB olarak, diğer kurumların görevlerini yerine getirmemizin mümkün olmadığını düşünüyorum. Tercüme edersek, söylediği şudur: -Bizi rahat bırakın. Söz verdiğiniz reformlara devam edin. Herkes kendi işine baksın.
Peki,? AMB? ne? Yapabilir ?? Ne yapıyor?
AMB’nin şimdiye kadar gerçekleştirdiği operasyonları, “pisliği kokutmama çabası” diye nitelemek mümkün. Gerçekten, para politikasının ilan edilmeyen hedeflerinden biri de, pisliği kokutmamaktır. Pisliği ortadan kaldırmak kadar, pisliğin kokutulmaması da önemlidir. Ateş bacayı sardığında, para otoritesinin
iki görevi var: -Mevcut? pisliğin? yayılmasını? ve kokmasını mümkün olduğunca önlemek. -İlave pislik üretmemek, piyasalarda herhangi bir şekilde uç vermiş ve üremiş pisliklere uyum sağlamamak; onları tescil etmemek.
Bu açıdan değerlendirildiğinde, AMB’nin, vaziyeti idare etmek bakımından başarılı olduğu söylenebilir.
Ne var ki.. Mızrak çuvala sığmıyor.
Halının altına süpürmek, zaman kazandırsa da problemi çözmüyor. AB’nin çürük halkası Yunanistan, ekonomik krizin yanı sıra, siyasi krizle de boğuşuyor. Diğer taraftan.. Yunan politikacılar, seçmene şirin görünmek için, Troika’yı (AB Komisyonu- IMF-AMB) her fırsatta lanetliyor. Soruyoruz:
-Top kimde? Cevap mı?
-Sistem, “örgütlenmiş sorumsuzluk”
formunda göz kırptığı için, topun kimde olduğu belli değil. Galiba, zurnanın zırt dediği yer, tam da burası!