Avrupa’nın Türkiye’ye hazır giyim siparişini artırması atölyeleri karaborsaya düşürdü. Yüksek talebe cevap veremeyen atölyeler, fabrikalar tarafından paylaşılamaz duruma geldi. Siparişlerin teslim tarihi de gecikmeye başladı.
Tekstil ve hazır giyimde bahar havası geri döndü. Türk hazır giyim ve konfeksiyon sektörü son dönemlerde yeniden bir çıkış içinde. Avrupalı birçok firma daha önce Uzak Doğu’dan temin ettiği ürünleri tekrar Türkiye’deki firmalardan almaya başladı. Global krizle birlikte özellikle Avrupalı markaların stoktan kaçmak amacıyla Türkiye’ye yönelmesi, bu arada sektörün tasarımlarla kaliteyi arttırıp koleksiyon ihraç eder hale gelmesi tekstilin yönünü değiştirdi. Yaklaşık 3 yıldır süren bu trende bu yıla özgü bazı koşullar da eklendi.
Ocak ayından bu yana artan pamuk fiyatlarını Uzakdoğu’daki üreticilerin fiyatlarına hemen yansıtması, Türkiye’de ise tekstilcilerin pamuğu 1 yıllık kontratlarla alması sonucu avantajlı fiyatlarla pazara girmesi etkili olurken, Pakistan’daki sel felaketi de Türkiye’ye yönelik siparişlerin artmasına neden oldu. Hazır giyimde yurt dışı siparişleri yığıldı. Ancak ihracatçılar diktirecek atölye bulamıyor.
Bazı yerli markaların anti damping vergileri nedeniyle üretimi iç piyasaya kaydırması da fasoncu sıkıntısında etkili oluyor. Yani sektörde iş potansiyeli ciddi oranda artmış durumda. Ancak gelin görün ki bu siparişleri üretecek atölye tarzı işyeri bulmakta sıkıntı yaşanıyor.
Yeni Atölyelere İhtiyaç Var
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin, acilen yeni atölyeler kurulması gerektiğini söyledi. Sektördeki üretim sıkıntısının önümüzdeki dönemde de devam edeceğini belirten Negrin, “Herkes atölye peşinde. Talep yükselince onlar da fiyatlarını yüzde 10’a varan oranda artırdı. Yeni yatırımlar konusunda teşvik bekliyoruz” dedi.
Döviz kurlarının etkisiyle ihracatın yıllık yüzde 10 arttığını, siparişlerin de canlandığını ifade eden Negrin şöyle konuştu: “Avrupa’da işler düzeliyor. Özellikle Almanya, İngiltere gibi pazarlar Türkiye’yi üretimde arka bahçeleri olarak görüyor. Bu fırsatı kaçırmamamız gerekiyor. Atölye sıkıntısı siparişin zamanında teslim edilememesi ve imajın zedelenmesi anlamına geliyor.” Türkiye’nin yıldız sektörlerinden biri olan tekstil ve hazır giyimin üretimde sıkıntı yaşamaması gerektiğini belirten Negrin, özellikle 5. ve 6. Bölge’lere yatırımın gitmesi gerektiğini söyledi.
Fason atölye üretiminin şu anda yüzde 80’i bulduğunu söyleyen Negrin, “Yeni teşvik yasasına baktığımızda, sektörümüz açısından sadece 5 ve 6’ncı bölgeler rekabet edilebilir koşullar sunuyor. Özellikle Orta ve Doğu Karadeniz bölgeleri hedef alınabilir. Bu bölgelerde kalifiye eleman daha fazla” diyor.
Anadolu Bile Siparişle Doldu
Gülle Tekstil’in sahibi İsmail Gülle, son yıllarda yapılan yatırımlar neticesinde iplik üretiminde sıkıntı yaşanmadığını söyledi. 3 yıl önce ithalata getirilen ek vergilerin iç piyasadaki üretimi artırdığını belirten Gülle, “Hem iç piyasada bir talep var, hem de ihracat artıyor. Bu çok önemli bir gelişme. Tekstil ve hazır giyim Türkiye’nin en önemli sektörleri. Hazır giyim ihracatı geçen ay yüzde 20 arttı” dedi. Atölye sıkıntısının sadece İstanbul, İzmir gibi büyükşehirler değil Anadolu’ya da yayıldığını açıklayan Gülle, “Siparişleri kaybetmememiz gerekiyor. Sektörün büyüme ivmesini düşürmemesi şart. Şirketlerin dikiş makinesi taleplerine bile yetişemediğini duyuyoruz. Bunlar olumlu gelişmeler. Ancak atölye yatırımı şart” diye konuştu.
Kapanan Atölyelere Yeni Fırsat
Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu’nun Başkanı Nedim Örün, Türkiye’deki hazır giyim ve konfeksiyon firmalarının tam kapasite çalıştığını ve siparişleri de seçmeye başladığını söyledi. “Kapasite olarak kasım sonuna kadar doluyuz. Artık sektör olarak gelen siparişleri ‘hangisi daha kârlı’ diye seçiyoruz” diyen Örün, fason atölyelere çağrı yaparak şunları söyledi: “Bir zamanlar ihracatta yaşanan sıkıntı nedeniyle kapanan fason atölyeler için yeni bir fırsat var. Eğer işçilerini işten çıkardılarsa, fakat makine parkı yerinde duruyorsa bu atölyelere makine başı bir para ödeyerek onlara üretim yaptırmak istiyoruz. Onlar açısından da para kazanmak için iyi bir dönem. Çünkü artık atölyelerinde kârlılıkları arttı. Eskiden 0.65 TL’ye dikilen bir bluz artık 1.65 TL’ye dikiliyor.”
Hazır giyim ve konfeksiyonda büyük bir pastanın yeniden Türkiye’ye döndüğüne dikkat çeken Merter Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ercan Tan da aynı gelişmelere işaret etti. Siparişler nedeniyle duran fason atölyelerinin yeniden iş başına dönmesine neden olduğunu söyledi.
Gelecek Aylarda Sıkıntı Artabilir
Sprıng Near East Sourcing alım grubunun Genel Müdürü Esra Ercan Taşören, İngiltere pazarı için çalıştıklarını söyledi. Avrupalı markaların fiyata öne verdiğini, Türkiye’ye ise pazara yakın olması nedeniyle odaklandıklarını belirten Taşören, “Atölye sıkıntısı oldukça arttı. Bu durumda üretim maliyeti de yükseliyor. Çok ciddi bir sıkıntıyla yüz yüzeyiz. Biz teslimatlarımızı zamanında yapamaz duruma geldik” dedi. Sıkıntının acilen çözüme kavuşmasını beklediklerini belirten Taşören, “Gelecek aylar zor geçecek” dedi.
Fason Atölyelerde Peşin Ödeme Dönemi
Hazır giyim ihracatının önde gelen firmalarından Burcu Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Delibalta, kendilerine bağlı çalışan 6 atölye bulunduğunu, hepsinin de kapasitesinin dolu olduğunu belirtiyor. Burcu Tekstil, bu yüzden Düzce ve Tokat’ta yeni atölyeler kurdurmak için harekete geçmiş. Pameks Giyim Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Karahasanoğlu, son günlerde iyice belirginleşen atölye sıkıntısının yerli markaların üretimlerini iç piyasaya kaydırmalarından kaynaklandığı görüşünde. Karahasanoğlu, gerek daha az işçilik gerektirmeleri gerekse daha hızlı üretilmeleri sayesinde daha önce ihracatçı firmalara bağlı çalışan birçok atölyenin yerli firmalara üretim yapmayı tercih ettiğini ifade ediyor. Üretiminin önemli bölümünü Türkiye’ye kaydıran Seven Hill, paralarını peşin ödemek kaydıyla birkaç atölyeyi kendine bağlamış.
Seven Hill Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özbek, konfeksiyon üretiminde kar marjının düşük olduğunu, bu yüzden sipariş verdikleri atölyeleri ayakta tutmak için peşin çalıştıklarını belirtiyor. Özbek, “Batman ve Siirt’te sırf bize çalışan atölyeler oluşturduk. Ancak halen ihtiyacımız var. Şu anda ürünlerimizin yüzde 1’ini Türkiye’de diktiriyoruz” diyor.
Fasoncularda Aranan Kriterler
Dış alım grupları, her fasoncuyla çalışmıyor. Aranan belli başlı birçok kriter var. İşte bu kriterleri sağlayan fasoncular da şu anda karaborsaya düşmüş durumda. Fason üreticilerde aranan genel şartlar arasında süreklilik, kalite, alanında uzmanlık, disiplin ve düşük maliyet gibi kriterler aranıyor. Bunlar içinde en önem verilen süreklilik ve kalite. Ayrıca üretime katılan işçilerin kanunlar tarafından belirlenmiş şartlara uygun olarak istihdam edilmesi gerekiyor.
Dünyaya İhracat
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri verilerine göre, geçen yılın ocak-nisan döneminde 5 milyar 608 milyon 514 bin dolar olan hazır giyim ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 11 artarak 6 milyar 225 milyon 659 bin dolara ulaştı. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü yılın ilk 4 ayında 191 ülkeye ihracat gerçekleştirirken Almanya, İngiltere ve İspanya en büyük ihraç pazarları oldu. Lider pazar Almanya’ya ihracat bu dönemde yüzde 10 artışla 1.3 milyar dolara yükselirken, İngiltere’ye yüzde 13.3’lük artışla 751.7, İspanya’ya yüzde 14.9’luk artışla 520.8 milyon dolarlık ihracat yapıldı. 397.4 milyon dolarla dördüncü sıradaki Fransa ve 340.6 milyon dolarla beşinci sırada yer alan Hollanda’yı, İtalya, Irak, Danimarka, Polonya ve Belçika izledi. İhracatın yaklaşık yüzde 75’i Avrupa Birliği üyesi ülkelere gerçekleştirildi.