Galata’nın en mavisiyle tanıştıracağım bu ay sizi… Denim üzerine bulabileceğiniz ne varsa Jean Stop sizler için tasarlamış. Aylin Çetinkaya… Uluslar arası ‘’jean kültürü’’ nü yaymak ve denim kumaşın alternatif kullanım alanlarının da sergilendiği atölye showroom konseptli keyifli mekanın kurucusu kendisi. Evet Jean Stop Galata’nın tasarımcısı Aylin hanım ile röportajımızı gerçekleştirdik. Sektör olarak hep ilgimi çekmiştir denim. Fırsatı yakalamışken bu dünyaya biraz girelim istedim. Aklımızda canlandırdığımızda ilk gelen jean’ler olsa da durum böyle değil. Denim, rengi gibi: mavi sonsuz bir deniz aslında kimleri için deniz kimileri için gökyüzü…
Aylin Çetinkaya kimdir, öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
“İstanbul doğumluyum. Şapka tasarımcısı bir anneanne ile gömlek üreticisi dededen geliyorum. Sürekli bir şeyler tasarlayıp diken anneannem ile vakit geçirmeyi çok severdim. Sobada kestane pişerken kumaş ve düğmeleri yere yayar anneannemin çizdiği hayvan figürlerini ayaklı makinasında dikişini izler, aksesuarlarını diker içlerini doldururdum… Yaşım ilerledikçe bebeklere sonra da kendime giysi tasarlayıp dikmeye başladım..Ta ki 70’lerin sonuna doğru annemin yurt dışından kendine aldığı İspanyol paça Falmers jean’i ve denim sabolarını görüp hayran kalıncaya kadar… O ilham verici kumaşı görünce her şeyi onunla tasarlamak istedim. Böylece 70’lerde mesleğimi fark etmeden seçmiş oldum… ve iş dünyasına atıldığımda Vakko, Motor, Cross ve Loft gibi markalarda tasarım, marka yöneticiliği ve sonrasında da 13 yıldır bir çok denim kumaş ve konfeksiyon firmalarına danışmanlık verdim (‘23yıl)… Hala 11 yaşındaki oğlum ile birlikte keyif alarak yaptığımız şeylerden biri birlikte tasarım yapmak.”
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sahne Görüntü Sanatları Dekor ve Kostüm Bölümü’nden sonra Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Pazarlama ve Marka Yönetimi alanında eğitiminizi tamamlamışsınız. Sahne Dekor alanında ihtisas yapıp tekstil ve moda sektöründe denime yakınlaşmak sizi daha yaratıcı ve farklı kılmış olabilir mi ?
“Kesinlikle katılıyorum. Okuduğum bölüm okulumdaki tüm disiplinleri içinde barındıran bir bölümdü ve ben bu bölümün tüm avantajlarını yaşadım. Orada edindiğim estetik ve artistik bakış açısını YTÜ’de okuduğum marka yönetimi ile de birleştirince sektöre daha farklı bir bakış açısı getirdim.”
İtiraf edeyim ki sizinle röportaj yapma isteğim, önce işlerinizi sanal ortamda görmemle başladı. Hani bir şeyi yaparsınız tektir ve en iyisi olursunuz, denim tasarımcısı olmak bana biraz böyle hissettirdi. Lokal bir taraftan global. Neden denim sektörü, sizi çeken neydi?
“Öncelikle teşekkür ederim. Aslında bu benim mottom diyebilirim. Bence hayatta herkesin bir davası olmalı, en azından bir konuyu iyi bilmeli ve her ne olursa olsun o konuda bir fark yaratmak için çabalamalı. Sonucu olur ya da olmaz ama emek sarf etmek ve ısrarcı olmak gerek. Denim de benim tecrübe saham ve uzmanlık alanım. Sektörde işini seven ve bilen patronlarla çalışmam iyi bir başlangıç oldu benim için. Ancak sonraları bana göre sektörde aynılaşma ve marka anlamında da bir daralma oluştu. Onun için 13 sene önce kendi firmamı kurarken yeni bir bakış açısı getirmek ve jean’de yeni alışkanlıklar oluşturmayı kafama koymuştum.”
Türkiye’de denim sektörünü hangi seviyede görüyorsunuz, pazardaki yerimiz nedir? Biliyoruz ki dünyanın en iyi denim kumaşları Türkiye’den ihraç oluyor, bu kadar güçlüyken hangi noktada markalaşamıyoruz, hammaddesi bol bir ülkeyiz global denim markaları neden çoğalmıyor sizce?
“Dünyada Türkiye denimde iyi bir üretici konumunda, bir ekol oluşturacak kadar da alt yapıya sahibiz ancak dünya çapında markalar çıkmamasının sebebinin bakış açımızın değişmesine bağlıyorum. Bundan 50 yıl öncesine kadar daha kalıcı işler yapan, fark oluşturan sanatçılarımız vardı birçok alanda. Şimdi para kazanma fazla ön planda ve yenilikçilik derdi gerilerde kaldı maalesef. Üretici olarak kalmak daha kolay ve risksiz geliyor işletmelere.”
Sektörde takip ettiğiniz tarzını benimsediğiniz Türk tasarımcı/firmalar var mı?
“Sadece Ümit Ünal diyebilirim.”
Başarıya giden yolda yüzdeler verecek olsanız şans emek ve yetenek dağılımını nasıl yapardınız?
“Bu 3 faktöre 4. sünü de eklemek isterim: Cesaret… Peter Drucker, ‘’Nerede başarılı bir iş görsem zamanın birinde biri cesur bir adım atmıştır diye düşünürüm” demiş. Emek ve cesaret yüzdesi çok yüksek bence, yeteneğini keşfedip ona emek verip cesur adımlar attıktan sonra şans gelir. ’’Şans hazır kafalara gelir’’ demiş bir düşünür…:))
Kendinizi anlatacak en iyi üç kelime nedir?
“Mücadeleci ama sabırlı, muzip ve titiz.”
Gerçekleştirdikleriniz dışında hayalini kurduğunuz bir alan var mıydı, istediğiniz hedeflediğiniz yer şuan bulunduğunuz nokta mı?
“Hayal dünyam geniştir onun için hepsini gerçekleştiremedim henüz ama bu iş modeli hayalimin sadece bir parçası.”
Mesleğin başında olanlara bir tavsiyeniz olacaksa ne olurdu? (Özellikle de bu işi yapmak için yeterli eğitim ve donanıma sahip olup alanını belirlemek isteyenler için)
“Mesleğin başında olanlara, sektörün tarihçesini ve anı iyi değerlendirmelerini, bu büyük resimde kendilerine yetenek ve karakterlerine uygun bir alan seçmelerini ama o alanda en alttan başlamalarını tavsiye ederim. Ve çok teşekkür ederim…”
‘’Değerli zamanınızı paylaştığınız için biz teşekkür eder, Konfeksiyon Teknik Dergisi olarak mesleki ve özel hayatınızda mutluluk ve başarının hep sizlerle olmasını temenni ederiz.’’