Tekstil ve hazır giyim sektörü ülkemizin geleneksel sanayi kollarından olup, ihracatta gösterdiği başarı ile sanayide önde gelen vazgeçilemez sektörlerden biridir.
Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü halen en fazla dış ticaret fazlası veren sektördür. Buna ek olarak oluşturduğu istihdam ile işsizliğin azalmasına ve toplumun refahına çok ciddi düzeyde katkıları mevcuttur. Tekstil ve hazır giyim sektörü birlikte değerlendirildiğinde ülkemiz GSYH’nın %10’unundan fazlasını sağlamaktadır. Sektörler ürün kalitesi, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımları ve yüksek teknolojisi itibarıyla dünyada çok özel bir yere sahiptir. Deri ve deri ürünleri sektörü ise imalat sanayinde yaratılan katma değerin % 1’ini karşılamaktadır. Dünya dış ticaretinde önemli bir unsur olan deri ve deri ürünleri ihracatımızın son 5 yıllık gelişimi değerlendirildiğinde ülkemiz ihracatında ortalama % 1 paya sahibi olduğu görülmektedir.
SEKTÖRDE ÜRETİM EĞİLİMLERİ
Tekstil ve hazır giyim sektörü, elyaf ve ipliği kullanım eşyasına dönüştürecek süreçleri kapsayan işlemleri içerir. Bu tanıma göre; sektör elyaf hazırlama, iplik, dokuma, örgü, boya, baskı, apre, kesim, dikim üretim süreçlerini kapsamaktadır. Elyaftan iplik ve mamul kumaşa kadar olan kısım tekstil, kumaştan giyim eşyası elde edilene kadar olan süreç ise hazır giyim sektörünün içinde değerlendirilmektedir. Sektörün nihai kullanıma yönelik ürünleri çok genel olarak hazır giyim, hazır eşya ve teknik tekstiller olarak gruplandırılmaktadır. Bu kapsamda çorap, kazak, gömlek, pantolon, takım elbise gibi giyim eşyası; perde, çarşaf gibi ev tekstili, halı ve diğer tekstil yer kaplamaları; ağ, ip, kablo, taşıyıcı tekstil bandı, branda, koruyucu bez, filtre, paraşüt, fren bezi, keçe gibi diğer tekstil ürünleri yer almaktadır. Tekstil sanayinin, basit ürünler üreten bir sanayi olarak sanayileşmiş ve bilgi toplumu ülkelerinin terk ettiği, daha ziyade sanayileşmekte olan ülkelere uygun bir sanayi dalı olduğu değerlendirmesi tam olarak isabetli değildir. Aslında sektörün standart basit ürünlerin üretiminin sanayileşmekte olan ülkelere bırakıldığı, fakat yüksek katma değerli moda-marka ürünlerle, teknik tekstillerin araştırılıp, geliştirilip üretilmesinde sanayileşmiş ve bilgi toplumu ülkelerin söz sahibi olmaya devam etmekte oldukları ve devam edecekleri görülmektedir. Bu gerçekten hareketle sektör, fiyat-maliyet rekabetinden ziyade kalite rekabetinin belirleyici olduğu, üst sınıf yüksek kalitede moda, marka, bilgi bazlı ürünlerin üretildiği ve satıldığı bir yapıya doğru yol almaktadır.
SEKTÖRÜN DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ DURUMU
Ticaret hacmi bakımından en yoğun tekstil ve hazır giyim ticareti Asya ülkelerinde gerçekleşmektedir. Bunun en büyük sebebi Çin’in bu kıtada yer almasıdır. Türkiye, DTÖ verilerine göre, dünya tekstil ihracatında % 3,6’lık pay ile tekstilde 8’inci hazır giyim ihracatında % 3,6’lık pay ile ise dünyada 5’inci büyük ihracatçı konumundadır. Türkiye, hazır giyimde ise %0,8’lik pay ile dünya ithalatında 10’uncu sırada yer almaktadır. Türkiye havlu konusunda dünyanın ilk üç tedarikçisinden biridir. Dünya ev ve mekân tekstilleri ticaretinde % 4,5 ve teknik tekstillerde %1,5 paya sahiptir. Ev tekstilinde brode ve gipür üretimi için kurulan makine parkı, dünyanın en büyük makine parkıdır. Avrupa kıtasında yer alan en büyük ev tekstili üreticisi olan Türkiye, Avrupa’nın en büyük nevresim üreten fabrikasına da sahiptir. Ayrıca Avrupa’nın Çin’den sonra en büyük hazır giyim tedarikçisidir.
ALT SEKTÖRLER
Tekstil sektörü, hazır giyim sektörünün tedarik zinciri içinde yer alan ve geniş kapsamlı üretim yelpazesine sahiptir. Tekstil kendi içinde elyaftan başlayarak mamul maddeye kadar oldukça uzun bir üretim zincirine sahip olup, genel itibariyle iplik, dokuma, örme, dokusuz yüzey, terbiye, hazır giyim ve konfeksiyon alt sektörleri yan sanayi olarak sayılabilir. Ayrıca tekstil sanayi; otomotivden, inşaata, ağır sanayiden tıbba kadar pek çok sektörle teknik açıdan ilişki içindedir.
BÖLGESEL YAPI VE KAPASİTE KULLANIMI
Sektörde iplik üretimi Kahramanmaraş, İstanbul, Adıyaman, Gaziantep, Bursa gibi illerde yoğun olarak yapılırken, Denizli’de havlu, bornoz, ev tekstili, Uşak’ta iplik, battaniye, Çorlu ve Çerkezköy’de tekstil terbiyesi, Adana’da pamuklu dokuma ve terbiye, Gaziantep’te polipropilen, dokusuz yüzey, makine halıcılığı, İstanbul’da konfeksiyon ve örme üretimi ön plana çıkmaktadır. Üretim endeksinde görülen düşme eğilimi kapasite kullanma oranlarında da görülmekte olup, krizden sonraki dönemde kapasite kullanım oranlarında genel bir toparlanma gözlemlenmektedir.
AR-GE FAALİYETLERİ
Dünya genelinde Ar-Ge harcamaları her geçen gün artmaktadır. Ar-Ge yapan ülkeler arasında ABD, Kanada, Çin ve Japonya ilk sıralarda yer almaktadır. Milli gelirlerinin % 2-3’ünü Ar-Ge’ ye ayıran ABD gibi ülkelerin Ar-Ge’ye ayırdıkları payın Türkiye’nin GSMH’ sına neredeyse eşit olduğu görülmektedir. Ülkemizde de GSMH’nın içinde Ar-Ge harcamalarının payı gittikçe artmaktadır. Sektörlerde Ar-Ge alanında yapılan çalışmalar daha çok nano-teknoloji ile üretilmiş ürünler, fonksiyonel tasarımlar, düşük maliyetli çevreci yaklaşımlar, farklı sektörlere yönelik yeni teknik tekstillerin geliştirilmesi, geri-dönüşüm ürünlerin teknik tekstillerde değerlendirilmesi gibi konularda çalışmalar yürütülmektedir. Bakanlık kayıtlarına göre 5746 Sayılı Ar-Ge Kanunu kapsamında muafiyetlerden yararlanan 14 sektörde faaliyet gösteren 94 firmanın 6’sı tekstil/ hazır giyim sektöründe faaliyet göstermektedir. Ar-Ge merkezi olan 14 sektörde çalışmakta olan 12.321 tam zamanlı Ar-Ge personelinden 359’u (% 3’ü) tekstil sektöründe çalışmaktadır. Ar-Ge personeli açısından tekstil/hazır giyim sektörü 14 sektörün içinde 7. sırada yer almaktadır. Tekstil/ hazır giyim sektörlerinin üzerinde yer alan diğer sektörler ise otomotiv gibi daha teknoloji yoğun alanlarda faaliyet göstermektedir.
MALİYET BİLEŞENLERİ
Sektörde çeşitli kuruluşların yapmış olduğu anketler neticesinde belirlenmiş maliyet bileşenleri incelendiğinde boya terbiye işletmeleri hariç en büyük maliyet bileşenlerinin hammaddeler (ana madde ve yardımcı maddeler) üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bunun yanında esnek ve yoğun sektörler olarak bilinen THD sektörlerinde personel ve işçilik giderleri ikinci en büyük maliyet kalemleri arasında yer almaktadır. Diğer tekstil işletmelerine kıyasla boya terbiye işletmelerindeki enerji ve amortisman giderlerinin maliyetler içindeki payı yüksektir. Bu işletmeler büyük makine parkurlarına sahip olup, önemli bir yatırım gerektirmektedir. Emek yoğun bir sektör olan hazır giyim sektöründe işçilik maliyeti ikinci sırada yer alırken, asıl en büyük maliyet genelde kumaş olan ana madde üzerinde yoğunlaşmaktadır.
SEKTÖRÜN 2023 PROJEKSİYONU
2005 yılından itibaren Türk tekstil ve hazır giyim sektörleri rekabet alanını değiştirmiş, geleneksel ve basit ürünlerle rekabet etmek yerine, yüksek katma değerli tekstil ürünleriyle ve hazır giyimde markalaşma yolunda daha güçlü bir yapıya dönüşme çabası içerisine girmiştir. 2023 yılında dünya tekstil ticaretinin 550 milyar Dolar’a, hazır giyim ticaretinin ise 740 milyar Dolar’a ulaşacağı öngörülmektedir. Ülkemizin 2023 yılı için 500 milyar Dolarlık ihracat hedefine ulaşabilmesi için ihracatçı birlikleri tarafından hazır giyimde 52 milyar Dolar, hazır giyim dahil tekstil sektörü için toplam 100 milyar dolar ihracat hedefi belirlenmiştir. Bununla birlikte dünya tekstil ve hazır giyim ticareti içindeki %3,6’lık payımızı korumak için 2023’te en az 26 milyar Doları hazır giyimde olmak üzere tekstil ve hazır giyimde toplam yaklaşık 50 milyar Dolar ihracat hedefine ulaşmamız şarttır. Sektörlerin 2023 hedeflerini en iyi şekilde gerçekleştirebilmeleri için mevcut avantajlarının yanında Dokuzuncu Kalkınma Planı çerçevesinde hedeflenen “tedarikçi ülkeden piyasa yapıcı ülkeye dönüşüm” ve “bilgi bazlı ürünlerin üretimine yönelme” yolunda kamu-özel sektör işbirliği ile çalışmalar hızla yürütülmelidir.