Türkiye’de tekstil sektörünün en büyük örgütü olan İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) gerçekleştirilen Genel Kurulu’nda, seçimlere tek aday olarak giren İsmail Gülle yeniden başkan seçildi.
Seçime katılan 217 üyenin tamamının oyunu alan Gülle, birlikte dört yıl daha başkanlık yapacak. Genel Kurul’da üyelere hitaben yaptığı konuşmada birliğin faaliyetlerinden söz eden Gülle, görev dönemi boyunca sektörün pazarlarını Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya kadar genişlettiklerini hatırlattı. Doğrudan tekstil ihracatının 8,4 milyar dolar olduğunu belirten Gülle, 2 milyar doların üzerinde ev tekstili ihracatı ile de sektörün 10 milyar dolarlık dış satım performansını aştığını söyledi.
TÜRKİYE’DE ÜRETMEK ADINA TARAFIZ
Konuşmasında Sabancı Holding’e ait SASA Polyester Sanayi A.Ş.’nin satılacak olmasının sektörün moralini bozduğuna dikkat çeken Gülle, bir şirketin aldığı kararlara karışma haklarının olmadığını, bununla birlikte bu durumun bir sağduyu meselesi olduğunu söyledi. Gülle, şunları söyledi: “Milli değerlerimize sahip çıkma adına uzun süre verdiğimiz uğraşlar sonucu ithalata vergiler koydurduk. Bunları yapmasaydık, çoğu yerli fabrikanın iflasını seyredecektik. Pahalı olmasına rağmen elyaflarımızı da SASA’dan almayı sürdürdük. Tüm tekstilciler olarak, az kazansak da heyecanla yolumuza devam etmeye çalıştık. Geldiğimiz noktada SASA’nın bir köfteci markasından bile daha az bir fiyata satışı, tüm morallerimizi alt üst etti. Bizler, Türkiye’de üretmek adına tarafız. Bu satışa da karşıyız. Konuyu Rekabet Kurumu’na götüreceğiz.” Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında, yerli hammadde üretimi ve kullanımının artırılması olduğunu hatırlatan Gülle, ihracatın ve yatırımların arttığı bu dönemde fabrikanın satılmasının sektörün motivasyonunu olumsuz etkilediğini ifade etti. Gülle, pamuk, polyester ve viskon-elyafın sektörün en önemli hammaddeleri olduğunu hatırlatarak, “İyi bir rüzgar yakalamış ve ihracat rakamlarımızı artırmışken, ihracatımızın neredeyse yüzde 30’unu kapsayan ürünleri üreten en büyük yerli firmanın satılmış olması, sektörü parayla telafi edilemeyecek ölçüde olumsuz etkiledi” diye konuştu.
TEKNİK TEKSTİLİN PAYI YÜKSELİYOR
Konuşmasında Türkiye’nin tekstil sektöründe katma değer, marka, tasarım üzerinden rekabet eden bir ülke durumunda olduğunu hatırlatan Gülle, teknik tekstil olarak tabir edilen teknoloji yoğun ürünlerin genel ihracat içindeki payının yüzde 15’lere kadar yükseldiğine dikkat çekti. Gülle, yeni döneme ilişkin faaliyetlerini şöyle özetledi: “Türkiye’nin artık katma değer yaratan bir ülke olduğu algısını yerleştirecek stratejiler içinde olacağız. Katma değerli üretim konusunda hazırlık dönemini bitiren tekstil, gelecek 10 yıl içinde Ar-Ge ve inovasyon patlaması yapacak. Yeni pazarlara ihracatı artırmayı sürdüreceğiz. Avrupa Birliği ve Rusya halen sektörün en güçlü pazarları arasında. Gerçekleştirdiğimiz fuar etkinlikleri, ticari heyetler ve ikili görüşmelerle Güney Amerika’dan Uzakdoğu’ya alternatif pazarlarda önemli yol kat ettik. ABD başta olmak üzere Brezilya, Şili ve Kolombiya gibi Güney Amerika ülkelerine ihracatın canlanmasına önem vereceğiz. Ayrıca Orta Doğu ve Körfez ülkeleri her zaman hedef pazarlarımız olacak.”