Kumaştan giyilebilir ürüne yolculuk

Spread the love

Tekstil hazır giyim işine daha 19 yaşında başlayan ve 1984 yılında Erak Giyim’i kuran Sait Akarlılar’ın bugün 54 yıllık üretim tecrübesinde, başta Mavi Jeans olmak üzere birçok dünya markasına üretim yapılmakta. Kumaştan giyilebilir ürüne yolcuğu içeren üretim hattıyla Erak Giyim firması kısa sürede Türkiye’nin önde gelen blucin firması oldu. Aylık 1.000.000 adetin üzerinde spor giyim üretim kapasitesine sahip Erak Giyim, her tür teknolojik donanımı yakından takip ederek bünyesinde kullanmakta. Sektörde geliştirilen son teknolojiyi kullanan firmanın aynı zamanda, TÜBİTAK projeleriyle beraber, birçok patentli makine ve ekipmanı da bulunuyor. Firmanın faaliyetlerini ve gelişmeleri Erak Giyim Kurucusu Sait Akarlılar aktardı.

Aynı kulvarda faaliyet gösteren firmalardan sizi farklı kılan nedir? Tüketicilerin sizin ürünlerinizi tercih etmesindeki sebepler hakkında bilgi verir misiniz?
“Teknolojiyi yakından takip eden Erak Giyim, işçilik maliyetlerinin % 40-50’lere kadar çıktığı günümüzde bu sayede müşterileriyle birlikte, hem maliyet avantajı hem de tüm çalışanların kenetlendiği, morallerin yükseldiği bir çalışma ortamını hedeflemektedir. Özellikle üretimde az kimyasal, düşük enerji, çevreye saygı çerçevesinde, her tür kimyasal ve su tüketimini de azaltacak projelere imza atmaktadır. Modanın gerektirdiği birçok özel işlemin yapıldığı fabrikanın yıkama bölümünde uygulanan yeni yıkama teknikleri sayesinde, denime kendine has özelliğini veren, yaşayan renk indigo her gün baştan oluşturuluyor, yeniden keşfediliyor ve başka renklerle buluşturuluyor. Erak’ın özgün ve önemli bir özelliği de, kendi markası olarak doğan ve kısa sürede ayrı bir şirket olarak yapılandırılan Mavi Jeans deneyimi ile elde ettiği, üretime marka açısından bakabilme yeteneğidir. Bu özelliği Erak’ı gelişmelere değer veren, yeni eğilimleri daha kolay benimseyen, kalite ve hizmette sürekli olarak mükemmeli arayan bir kuruluş yapıyor.”

Üretiminizde teknolojik olarak kullandığınız üretim araçları var mıdır, nelerdir?
“Konfeksiyon üretiminde en büyük maliyet, gerek işçilik gerek zaman gerekse de hammadde tüketimi açısından yıkama, boyama (ıslak işlemler) ve kuru işlem bölümlerinde oluşmaktadır. Firma bünyesinde her gün mükemmelin daha da gelişebileceğini gösterir,
gelişme, çevre ve enerjinin korunması, müşterileri karşısında saygınlık, anlamında kendisiyle yarışmaktadır. Erak, Tübitak p rojeleri ve patentli özel makinelerinin yanında, Erak Giyim olarak yıkama boyama işlemlerinde Tolkar’ı çözüm ortağı olarak seçti. Özellikle SMARTEX Miracle serisi yıkama ve boyama makineleri ile her
türlü yıkama ve boyama maliyetlerimizi % 50 ila % 70 arasında geriye çekmeyi başardık. Su, kimyasal, enerji ve işçilik olarak yaptığımız tasarruflar hem yeni yatırımlar yapmamıza imkan sağlarken, hem de çevreyi koruma adına bizlere büyük kolaylıklar getirmektedir.”

Ucuz işçilik ve maliyetler açısından Asya ülkeleri ile nasıl rekabet ediyorsunuz ?
“Asya ülkelerinde başta işçilik olmak üzere enerji ve vergilendirme daha ucuz ancak işletme verimi, işçilerin  verimi ve becerisi, kullanılan üretim araçlarının teknolojisi ve tasarrufları açısından biz ülke olarak onlardan çok ilerideyiz. Sonuç olarak öncelikle şuna inanıyoruz; Ölçemediğiniz veriyi veya değeri konuşamazsınız. Biz öncelikle Türkiye’de her prosesimizi ölçülebilir hale getirerek, zarar ettiğimiz noktalarda iyileştirmeler yapıyoruz. B u d urum da d oğal o larak ü rün k alitemize, zamanında teslimat yapabilmemize ve daha az doğal kaynakları tüketip, daha az atık ile çevreyi korumamıza yansıyor. Bütün bu bileşenler, müşterilerimizin her türlü kaliteli ürün, kaliteli hizmet istediği durumlarda bizlere dönmesini sağlıyor. Ancak kalitesi ve fiyatı düşük olan ürünler için elbette Asya vazgeçilmez bir coğrafya olmaya devam edecektir. Bu nedenle de Mısır’da da üretim tesisi kurarak buradaki birikmiş tecrübemizi kullanıp, Türkiye’de maliyet açısından sıkıntı yaratacak üretimler için bir alternatif oluşturduk.” Firmanızın yeni yatırımları ve büyüme
hedeflerinden bahseder misiniz ? “Erak giyim özellikle her yıl büyüyen MAVİ’nin büyüme oranını forse edebilecek doğrultuda kendi iç bünyesinde ve yurt dışında hem verimlilik olarak hem de yeni yatırımlar olarak sürekli büyüme eğilimindedir. İlk etap ta verimliliği artırma yönünde kendi iç bünyesinde yatırımlar yaparken, iş ortaklarıyla da sürekli iletişim halinde yeni makine ve ekipmana yatırım yapmaktadır.”

Ülkemizde sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Hazır giyim sektörünün, insan yaşadığı ve örtünmenin yanında moda ve beğenilme kriterlerini de yanında taşıdığı sürece gelir seviyesine göre sürekli artacağı kanaatindeyim. Her ne kadar Türkiye için ucuz Uzakdoğu korkusu olsa da bu ülkelerdeki sosyal ve ekonomik düzenin bozukluğu bizleri her zaman vazgeçilmez olarak ayakta tutacaktır. Hiçbir firma hele de global anlamda dünya markası olmuşsa kendisini aşırı riske atmaz. Mutlaka kendisini başta kalite ve adet olmak üzere garantiye almadan riske girmez. Bugün Uzakdoğu başta Amerika olmak üzere batılı ülkelerin çeşitli amaçlarını hatta sömürge planlarının olduğu bir savaş alanı gibi görülmektedir. Özellikle tekstilin güçlü olduğu ülkelere bakılacak olursa, Fas, Tunus, Mısır, Bangladeş, Pakistan, Ürdün, Hindistan, Kore, Çin gibi ülkelerde gelir seviyesinin düşük olması ve bunun tekstille hızlıca büyümesi özellikle bizimle aradaki farkı hızlıca kapatmasına neden olurken, ülke içerisinde gelir seviyesinin yükselmesiyle, gözü açılan halkın ciddi bir sosyal patlamaya doğru gitmesine neden olmaktadır. Ayrıca bu tür ülkelerde sömürge açısından istikrarı istemeyen dış güçlerin tetiklemeleriyle de sürekli bir kaosun olması kaçınılmazdır. Bu da hem servis hem de kalite açısında yüksek değer üreten Türkiye’yi her zaman ön planda tutacaktır. Değil ki Türkiye bugün haala İtalyada ciddi tekstil üretimi devam etmektedir.”
Sektör ve firma olarak 2013 yılı öngörüleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
“Tekstil sektörü özellikle 2005’ten sonra global krizle beraber ciddi oranda küçüldü ama bu küçülme özellikle küçük firmaların yok olmasına yol açarken büyük firmaların da kendilerine çeki düzen vermesi anlamında önemli bir adım oldu, dolayısıyla daralan piyasa 2012’den itibaren tekrar yükselişe geçti, biz de bu süreçte çok ciddi yapılanma ve revizyona gittik, büyüyen ve her gün biraz daha güçlenen bir Mavi markasının yanında biz de sürekli güçlenerek büyümeye devam ediyoruz. 2013 yılında da aynı şekilde bütçelerimizi bu doğrultuda yaptık ve ilk üç aylık verilere göre de burada beklentilerimizin de üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik.”