Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) 64’üncü hükümetten “barış” talebinde bulunarak “Ekonomik Barış”, “Çalışma Barışı”, “Sosyal Barış” ve “Siyasal Barış” alanında 4 ana başlıkta beklentisini açıkladı.
11 bini aşan üyesi ve 46 bin üye işletmesiyle, yurtiçinde 86, yurtdışında 65 farklı ülkede 168 irtibat noktasıyla,25’inci yılını kutlayan MÜSİAD,
64’üncü hükümetten beklentilerini düzenlediği bir toplantıyla açıkladı. MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, Feriye Lokantası’nda düzenlenen basın toplantısında “MÜSİAD olarak hazırladığımız; ekonomi, dış politika ve bürokrasi raporları milletimizin en çok ihtiyacı olanın uzlaşı ve barış olduğunu ortaya koydu. Biz de buradan hareketle 64’üncü hükümetten beklentilerimizi “barış” temasıyla 4 ana başlık altında topladık” diye konuştu.
“YENİ EKONOMİK HİKAYEYE İHTİYACIMIZ VAR”
1 Kasım seçimlerinin ardından iş dünyasının önünün açıldığını, sosyal hayatta ve demokratik açılımlarda reformların devamlılığını sağlandığı, daha hızlı ve daha adil işleyen bir hukuk devleti yolunda önemli bir adım olduğu belirten Olpak, kuvvetler ayrılığı adı altında kuvvetler kargaşası olarak tasarlanmış mevcut yapıya son veren bir sistem ve yönetim anlayışıyla birlikte tekrar sinerji oluşturulacağına inançlarının tam olduğunu söyledi. Olpak, 4 ana başlıkta yer alan “Ekonomik Barış” konusunda hükümetten beklentilerine ilişkin şunları söyledi; -“Ekonomi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımları korurken, yeni bir hikâyelere ihtiyaç bulunuyor. -Yatırımların ve büyümenin önündeki en büyük engel, mevcut finansal sistem ve yüksek faiz oranları olarak öne çıkıyor. Tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına geçilmeli, kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması önem taşıyor. Finansman sorunu çözülmeden, yatırım, istihdam, büyüme ve kalkınma sağlanması mümkün görünmüyor. -Varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz finansman modelleri, etkin ve yaygın olarak teşvik edilmeli ve piyasada belirli bir büyüklüğe gelmesi sağlanmalı. -Tasarruf açığı önemli bir sorun. Tasarrufların artmasını teşvik etmek için, BES’in, çocuk güvencesi fonu gibi yapılarla desteklenmesi, yeni enstrümanların devreye alınması gerekiyor. -Sağlam mali ve finansal altyapımızı korumak çok önemli. Ama sanayi üretiminin GSMH içindeki azalan payı göz önüne alındığında, mali ve finansal sağlamlığın ötesine geçerek, üretim-yüksek katma değer-yüksek teknoloji odaklı, yeni bir kalkınma stratejisi oluşturulması gerekiyor. -Cari açık sorununun çözümünde, yüksek katma değerli ürünler yanında, KOBİ’ler ve gıda-tarım-hayvancılık alanları, daha fazla önceliğe alınmalı. -Maliye, mükellefe bakışını değiştirmeli ve köklü bir vergi ve zihniyet reformu yapılması önem taşıyor. -TTIP, serbest dolaşım, güncellenmiş gümrük birliğini de kapsayacak şekilde, AB yol haritasındaki çalışmalar hızlandırılmalıdır. TPP ve benzeri oluşumlar da göz ardı edilmemeli.”
“ASGARİ ÜCRETİN YÜKÜ PAYLAŞILMALI”
Çalışma hayatında yapılacak düzenlemelerin hem iş hayatı, hem de sosyal hayat açısından önemli olduğuna dikkat çeken ve asgari ücret artışıyla ilgili olarak işverenin yılbaşında yapacağı zammı çıkardığında kalan kısmın işveren ve hükümet arasında paylaşılması gerektiğini söyledi.