Dostlar “yazılarını okuyoruz, her konuyu pazarlamaya bağlıyorsun” diyorlar. Hoşuma da gidiyor. Herkesin bir işi var, eh, bizim işimiz de pazarlama anlatmak olsun. Anlatan önemli değil, nasılsa, anlayan ancak anlamak istediğini anlıyor. Hayat böyle. Pazarlamayı anlatmaya girişenlerden biri de, Pazarlama Profesyonelleri Derneği. İzmir’de bir meslektaşımızın öncülüğünde kurulan bu dernek, pazarlamayı bir meslek olarak görüyor ve mesleğin standartlarının oluşturulmasına ve kötü şöhretinin düzeltilmesine katkı yapmayı amaçlıyor. Sonuna, “cilik” veya “cılık” eki gelince işler birer meslek oluveriyor. Cılıklanınca,?pazarlama da bir mesleğe dönüşüyor. Ama pazarlama bir mesleğin kalıplarına sığdırılacak kadar sığ ve dar bir konu değil elbet. Pazarlama bir hayat tarzı ve hayata?belli?bir bakışın
adı.
Ve tabiî giderek olgunlaşan, disiplinler arası birikimlerle kendini hissettirmeye başlayan bir bilim. İstanbul Üniversitesi bünyesinde 1968’de kurulan Türkiye’nin ilk İşletme Fakültesi, yani benim fakültem, daha o yıllarda, pazarlamayı fakültenin anabilim dallarından biri olarak düşünmüş ve yapılanmasına yansıtmayı başarmış idi. Sonraki yıllarda esen tektipleştirici YÖK fırtınası, “üretim-pazarlama” garabetini ortaya çıkarmış, pazarlamayı bir bakıma
degrade etmiş, bir kademe aşağı indirmiş idi. YÖK köprüsünün altından akan onca suya rağmen, maalesef bu ülkedeki pazarlama akademisyenleri, pazarlamayı yüceltmeyi, onu başlı başına bir bölüm ve hatta bir fakülte halinde, ileriye götürmeyi ve geleceğe taşımayı beceremediler. Halen pazarlama, kariyerini buna odaklamış olanların çoğunun gözünde dahi, adına İşletme veya İktisadî İdarî Bilimler denilen fakültelerde, birkaç dersle geçiştirilen, işletmelere memurluk yapacak gençleri yetiştirmek için düşünülen bir konu olarak görülüyor desem, abartmış olmam.
Birkaç tecrübemden biliyorum, “Bakalım bu ülkede ilk pazarlama fakültesini hangi üniversite açacak?” sorusunu sorduğumda, çevremdeki pazarlama profesörleri, doçentleri ve yardımcı doçentleri şaşırıyor, bu fikri kafalarında bir yere oturtamıyorlar.
“Dört yıl boyunca ne öğretilecek ki?” diyorlar. İlk fırsatta, bir pazarlama fakültesi ne yapar, nelerle ilgilenir, neler öğretir ve benzeri sorulara cevaplarımızı veririz, inşallah…