Tedarik zincirindeki değişimin Türkiye’ye büyük fırsatlar sunduğunu belirten TGSD Başkanı Hadi Karasu, Türkiye’nin teknik tekstiller kullanılarak üretilen medikal ürünler alanında Avrupa’nın üretim üssü olmasının önünde hiçbir engel görmediğini söyledi.
Konfeksiyon & Teknik Dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar Konuşuyor” adı altında özel bir dosya hazırlayarak girdik. Tekstil ve hazır giyim sektörünün değerli başkanları, Türk tekstil sektörünün geçen yılını ve 2021 yılına yönelik beklenti ve öngörülerini bizlerle paylaştılar. Başkanların sektörle ilgili yorum ve değerlendirmelerini sayfalarımızda keyifle okumanızı dileriz…
Türkiye’nin ekonomisine ve ihracatına büyük katkı sağlayan hazır giyim sektörü adına TGSD Başkanı Hadi Karasu, 2020 yılını değerlendirdi ve gelecek dönem hedeflerini paylaştı.
“2020’ye başlarken sektörde dönüşüm, sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve yeni iş modellerinde farkındalık oluşturacak projelere odaklanmıştık. Mart ayında dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan salgın sürecinde ‘yeni normal’ ile birlikte bu başlıklara dair hazırlıkları hızlandırmamız gerektiğini teyit etmiş olduk. Salgının ilk döneminde başta Avrupa ve ABD olmak üzere küresel pazarlarının kapanması sonucu teslimata hazır yüz milyonlarca dolarlık ürün stoklarımızda kaldı, siparişler iptal edildi. Bu dönemde hem sektör, hem de ülke olarak süreci başarı ile yönettiğimizi söyleyebilirim. Zorlu süreçte kamu otoritesinin desteği çok önemliydi. TGSD bünyesinde oluşturduğumuz çalışma grupları Ankara ile yoğun bir temas yürüttü. Önerilerimizi Cumhurbaşkanımız ve ilgili Bakanlarımız başta olmak üzere devletin tüm kademelerine ilettik. Cumhurbaşkanımızın himayesinde gönüllü üyelerimizin katılımı ile 65 yaş üstü yurttaşlarımız için 6 milyondan fazla maskeyi üretip devletimize hibe ettik. Özverili çalışmaya destek veren üyelerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.”
İlk dalgayı korktuğumuzdan daha az hasarla atlattık
“TGSD’nin yürüttüğü yoğun lobi çalışmalarının da katkısı ile salgının ilk dalgasını hızlı ve korktuğumuzdan daha az hasarla atlattık. Sektörün korkulu rüyası haline gelen stoklarımızı küresel pazarların açıldığı Haziran’da büyük ölçüde erittik. Salgın döneminde yoğun bir talep oluşan maske ve koruyucu giysi ihracatındaki olağanüstü sıçrama ile Temmuz ve Ekim’de 1.8 milyar doların üzerine çıkarak sektörün aylık ihracat rekorlarını yeniledik. Pandemi öncesinde teknik tekstilin önemini konuşuyorduk. Salgın sürecinde büyük bir hacme ulaşan medikal tekstil ürünleri ile bu konunun, ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu görmüş ve teyit etmiş olduk. Teknik tekstil kumaşları ve bu kumaşlardan üretilen medikal ürünler alanlarını çok daha fazla güçlendirmeliyiz. Türkiye’nin teknik tekstiller kullanılarak üretilen medikal ürünler alanında Avrupa’nın üretim üssü olmasının önünde hiçbir engel görmüyorum. Firmalarımızın kısa sürede gerçekleştirdikleri yatırımlarla bu alanda yıllık 5 – 6 milyar dolarlık ihracat kapasitesine ulaşmış bulunuyoruz. İyi bir strateji ile teknik ürün üretim yelpazemizi genişleterek bu tutarı çok kısa zamanda iki katına çıkarmanın planlarını yapmamız gerekiyor.”
Tedarik zincirindeki değişim Türkiye’ye büyük fırsatlar sunuyor
“Salgın süreci ile tedarik zincirindeki değişim ülkemiz için çok büyük fırsatlar sunuyor. Küresel markalar uzaktan tedarik ve uzun dönemli stok bulundurmanın sakıncalarını büyük mali kayıplar yaşayarak deneyimlediler. Birçok marka uzak coğrafyalar yerine en yakın bölgeden üretimini yaptırmak istiyor. Yaşananlardan büyük ders çıkaran Avrupalı markalar için ‘local for local’ yani ‘bölge için bölgesel üretim’ arayışı hız kazandı. Coğrafi yakınlığımızı da dikkate alırsak sattıkları kadar ürünü tedarik etmek isteyen Avrupalı markalar için ülkemizden daha iyi bir alternatif görünmüyor. Ticaret savaşı nedeniyle de Çin’e mesafeli duran ABD merkezli markalardan da Türkiye’ye artan bir ilgi var. Özetle söylemem gerekirse 105 milyar Euroluk AB ve 100 milyar dolarlık ABD pazarı için önümüzde büyük bir fırsat var. Çin’in yıllık 170 milyar dolarlık pastasının yüzde 10’unu ülkemize kaydırabilsek ihracatımızı kısa sürede iki katına çıkarabiliriz. Bu iki fırsatı göz önüne alarak özellikle bu dönemde, kazanmış olan online ticaretin gerektireceği pazara yakın, küçük adetleri hızla pazara sunabilecek mikro entegre yapıların artırılması ve büyük alıcılar için gereken büyük entegre yapıların da ülkemiz sathına yayılması ana stratejilerimizden birisi olmalıdır.”
Bizim de yapmamız gereken ev ödevlerimiz var
“Ancak başta kapasite artırımı olmak üzere bizim de yapmamız gerekenler var. ABD’den gelebilecek talepleri karşılayabilmemiz için büyük ölçekli kapasiteler yaratmalıyız. Avrupalı iş ortaklarımız için hızlı modanın yanı sıra yine hızlı ama sezon temelli üretime geçmeliyiz. Dolayısıyla üçer aylık veya daha kısa aralarla koleksiyon yapabilecek altyapıyı kurgulamamız gerekiyor. Ülkemiz için stratejik önemi olan hazır giyim sektörünün önünde tarihi bir fırsat var. Devletimizin de desteği ile bu fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğimize inanıyorum. ‘Yeni normal’in sağladığı imkanları fırsata dönüştürmede AB, İngiltere ve ABD ile ticaretin önündeki engellerin kaldırılması da büyük önem taşıyor. İngiltere ile serbest ticaret anlaşmasının 2021’e girmeden imzalanmış olması sektör için büyük bir moral oldu. Gümrük Birliği anlaşmasının da Türkiye lehine revize edilmesi için çaba göstermeliyiz. Öte yandan ABD ile gümrüksüz ticaret için girişimlerimizi hızlandırmalıyız.”
Dijitalleşmeyi ve sürdürülebilirliği sıçrama tahtası yapmalıyız
“Küresel pazarlarda bizi bekleyen fırsatlar için Anadolu’da ‘yeşil üretim kuşağı’ oluşturmamız, dijital dönüşümü ve sürdürülebilirliği sıçrama tahtası yapmamız gerekiyor. Hepimizin yaşayarak gördüğü gibi salgın döneminde kendimizi dijital okyanusun dalgaları arasında bulduk.”
EURATEX’te temsil gücümüzü arttırdık
“Tekstil ve hazır giyimde Avrupa’nın en önemli sivil toplum kuruluşu olan EURATEX’te Türk hazır giyim sektörünün temsil gücünün artmış olmasını da faaliyet dönemimizin en önemli gelişmelerinden biri olarak değerlendiriyorum. Haziran ayında yapılan genel kurulda tekstil ve hazır giyim sektörlerimizin ortak adayı kimliğimle EURATEX Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’nı TGSD Başkanı olarak devraldım. İlk iş olarak Türk tekstil ve hazır giyim birlik ve derneklerinin temsilcilerini AB Komisyonlarına görüş iletmek amacı ile kurulan çalışma gruplarına dahil ettik. AB’nin sektörel mevzuatı oluştururken referans aldığı bir kurumda küresel tedarik zincirinin değişip yeni stratejilerin kurgulandığı bir dönemde güçlü bir şekilde temsil edilmemizin büyük bir fırsat olacağına inanıyorum.”
#TGSD #hazırgiyim #tekniktekstiller #dönüşüm #sürdürülebilirlik #Hadi Karasu #EURATEX #ihracat #medikalürünler #AB #bölgeselüretim #tedarikzinciri#