2012’nin zor geçtiğini düşünen iş dünyasının temsilcisi oda ve dernekler, 2013’ün ikinci yarısından
önce canlanma beklemiyor. Oda, birlik ve dernek başkanlarını özellikle karşılıksız çekler, Merkez Bankası’nın para politikaları ve çevre ülkelerdeki gerilimler tedirgin ediyor. Piyasa aktörleri, 2012 yılını değerlendirirken, 2013 yılı beklentilerini de açıkladılar. 2012, Türkiye açısından ekonomik kırılganlıkların azaldığı ve bunun için de büyümeden fedakârlık yapıldığı bir yıl oldu. Türkiye ekonomisi dünya genelinde belirsizliklere rağmen olumlu bir performans sergiledi. Yurtdışı piyasalardaki zorluklara, içeride ise ekonomiyi soğutma politikalarına karşı büyümede Avrupa ülkelerini geride bıraktık. Dış pazarlarda artık sadece uygun fiyatla değil kaliteyle de anılır hale geldik. Türkiye ekonomisi, 2013’te 2012’ye göre daha ılımlı oranda canlanma eğilimine girecek bir görünüm çiziyor. 2013 büyüme performansında başlıca etken euro bölgesi krizinin izleyeceği yol olacak. Suriye’deki iç karışıklık ve İran’la ilgili gelişmeler de bu tabloyu olumlu ya da olumsuz etkileyecektir. Yurtiçindeki gelişmelerin yanı sıra, küresel ekonomik beklentiler ve bölgedeki siyasi gelişmeler etkili olacaktır. Büyüme açısından daha iyi bir yıl olacağına inanılıyor. Merkez Bankası’nın 2013 yılı para politikasının sürdürülebilir bir büyüme için iç ve dış talebin desteği aynı anda ve paralel oranlarda sürdürülmeli. Bundan sonrası için beklenti, hükümet ve ekonomi yönetiminin üretime daha fazla destek olması, yatırım ve üretim odaklı politikalara daha fazla ağırlık verilmesi. Sanayiye ve katma değer üretmeye yönelen sermayenin artırılması gerekiyor.