Konukoğlu, bankacılık ve reel sektörün birbirini tamamlayan iki sektör olduğunu belirterek, “Sanayici mal üretip satıyor, bankacı para alıp para satıyor. Sanayici olmazsa bankacı, bankacı olmazsa sanayici iş yapamaz” dedi.
Konukoğlu, Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali ve Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek ile birlikte, Bursa Uludağ’da beşinci kez düzenlenen “Uludağ Ekonomi Zirvesi”nde, “Bankacılık ve Reel Sektör” konulu oturumda görüşlerini paylaştı. Bali, “Burada her şeyi konuşacağız. Her konuya değineceğiz. Sorunları anlatacağız. Bıçağı en derine batırın” dedikten sonra sözü, “değerli hemşerim, kıymetli sanayici” dediği SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’na bıraktı. Bankacıların kredi sözleşmelerini “Karınca Duası”na benzeterek sözlerine başlayan Konukoğlu, 1999-2000 yıllarında yüksek bedellerle transfer edilen banka şube müdürlerinin kredi verme yarışına girdiklerini anımsatarak, “En çok kredi veren müdür, iyi müdürdü. Sonra da bu kredilerin tahsili konusu gündeme gelince, en çok tahsilat yapan müdür iyi müdür oldu” diye konuştu. O dönemde en büyük darbeyi tekstil sektörünün yediğini anımsatan Konukoğlu, “Çünkü tekstil sektörü buluttan bile nem kapar” ifadelerini kullandı.
BANKACILIK SEKTÖRÜ KABUK DEĞİŞTİRDİ
Türkiye’de bankacılık sektörünün kabuk değiştirdiğini, geçmişte “kamu zararı ödemekten usanan” ve asli görevini yapamaz duruma gelen devlet bankalarının da çok aktif rol üstlendiklerini kaydeden Konukoğlu, konuşmasını toplantıyla bağlantılı ve konukların hararetli alkışları ile karşılık verdiği fıkralarla zenginleştirdi.Konukoğlu, geçmişte bankacılık sektörünün uygulamalarını, anlattığı “Hamamcı” fıkrasına benzeterek, şöyle devam etti: “Öncelikle belirteyim, teşbihte hata olmaz. Söz meclisten dışarı. Bir yerde tek hamam varmış. Ahaliden birisi yıkanmak için hamama her gidişinde eşyasının çalınmasından dolayı hamamcı ile tartışırmış. Bir gün hamamcı, ‘bir daha gelme, seni içeriye almam’ demiş. Adam çıkmış, gitmiş. Ama aradan bir süre geçince, terden kokmuş. Yanına kimse yaklaşamaz olmuş. Boynunu bükerek hamam gitmiş. Hamamcı, ‘yine mi geldin’ diye kızmış. Adam, koktuğunu, yıkanması gerektiğini söylemiş. Hamamcı, kaybolan eşyasından dolayı adamın davacı olmayacağına dair sözleşme uzatmış, adam bankaların karınca duasına benzeyen sözleşmesini, kredi alanların yaptığı gibi imzalamış. Giysilerini çıkarıp hamama girmiş, yıkanmış, üzerini değiştiği bölüme geldiğinde, bakmış ki sadece kemeri var. Kemeri alıp hamamcının yanına gitmiş; ‘tamam, sözleşme imzaladım, bir şey istemeyeceğim ama bu karlı havada buraya çıplak belime bu kemeri takıp mı geldim’ diye sormuş. Bankalar geçmişte ne yaptılar? Fuarlara gittiler, özellikle tekstil makinaları fuarlarına. Gördükleri her sanayiciye, öz sermayesine bakmadan kredi açtılar. Adam baktı ki her banka kendisine birer milyon dolar kredi açtı, bir anda ‘ben neymişim’ demeye başladı. Aldığı kredinin bir bölümü ile 4×4 araç, bağ evi, villa aldı, kalanına yatırım yaptı ya da yapmadı. Kredilerin günü gelince tahsilat yapamayan icraya, haciz işlemine yöneldi. Elbette haklılar ama o sanayiciyi yoldan çıkaran, savurganlığa yönelten kimdi?”
KUMARHANEDE MÜŞTERİ TAKİBİ
Sanayicilerin mal üretip sattığını, bankacıların ise para alıp para sattığını ifade eden Konukoğlu, banka genel müdürlerinin ülkeyi dolaşarak bankalarının sektörden aldığı payı artırırken, Türkiye’ye sağladıkları katkıyı da artırmayı öngördüklerine vurgu yaptı. Kendisinin yıllar önce, kumarhanelerin serbest olduğu dönemde İstanbul’a geldiğinde geceleri kumarhanelere gittiğini belirten Konukoğlu, “100 dolarlık fiş alırdım. Kaybı zaten göze almışım. Amacım kumar oynamak değil ki. Müşterilerimden kimler kumarhanelere takılıyor, ne kadarlık oynuyor, ne kaybediyor (çünkü kumarhanede zaten kazanılmaz) diye gözlem yapardım. Ben de ona göre o müşterilerime kredili satışta politikamı belirlerdim” diyerek ilginç yöntemini anlattı.
MAYMUNLARDAN ÇIKARILMASI GEREKEN DERS
Finansal kriz dönemlerinde bazı bankaların sanayi sektörüne verdiği kredilerin vadesi gelmeden faizini artırdıklarını ya da krediyi tahsil ettiklerini hatırlatan Konukoğlu, salonu dolduranların alkışları arasında buna ilişkin görüşlerini şu fıkra ile dile getirdi: “Bir şapka imalatçısı varmış. Değişik modellerde şapkalar dikmiş ve önemli bir miktarda yanına alarak, yeni pazar olarak gördüğü Afrika’ya gitmiş. Gideceği merkez öncesinde dinlenmek için, maymunlarının insanlara saldırmadığını öğrendiği ormanlık alanda bir ağacın altında uyumuş. Sabah kalktığında bir de bakmış ki, sandıklardaki şapkaların hepsini maymunlar almış ve kafalarına takıp ağaca çıkmışlar. Adam ne yapacağını bilmez halde kara kara düşünüp kafasını kaşırken bakmış ki bütün maymunlar kafalarını kaşıyor. Bunun üzerine kafasındaki şapkayı almış, yere atmış. Maymunlar da kafalarındaki şapkaları yere atınca, hepsini toplamış. Aradan uzun yılla geçmiş. Mesleği sürdüren şapkacının torunu, dedesinden güvenilir olduğunu öğrendiği ve şapkaları çalındığında nasıl alınacağını bildiği ormanda uyuya kalmış. Uyandığında bakmış ki, şapkalar ağaçlardaki maymunların başında. Dedesinden öğrendiği üzere almış kafasındaki şapkayı yere atmış, diğer maymunların da atmasını beklerken bir maymun aniden gelmiş ve o şapkayı da kapmış ağaca çıkmış. Şapkacı şaşkın; ‘dedem bana böyle anlatmamıştı, bunların da şapkalarını atması gerekirdi’ diye kendi kendine söylenmiş. Bunu duyan maymunlardan birisi, “Sende dede var da bizde yok mu? Senin deden sana anlattı da bizim dedemiz bize anlatmadı mı’ diye sormuş. Biz finansal kriz dönemlerinde bazı bankacıların bize yaptıklarını unutmadık. Bankacılar da o dönemde kendilerini yanıltan sanayicileri unutmasın.”
SİGARA İLE RÜZGAR ENERJİSİ FİZİBİLİTESİ
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de geçmişte kredi verenlerin de kredi alanların da çok büyük hatalar yaptığını ve para bolken “moda yatırımlar” ortaya çıktığını söyledi. Fizibilitesi olmayan yatırıma kredi talebine bir örnek veren Bali, “Girişimci adayı gelmiş, bir yörede rüzgar enerjisi santralı kurmak için kredi talep ediyor. Kendisine, ‘burasının rüzgar ölçümünü, verimliliğini yaptırdın mı’ diye sorduğumuzda, ‘Fizibiliteye gerek yok. Askerliğimi orada yaptım, rüzgardan çakmakla sigarayı yakamazdım’ yanıtını aldım. İşler böyle yürütülmeye çalışılıyordu” dedi. İşleri daha iyi yapmak için bankacıların ve reel sektörün hep birlikte çaba göstermesi gerektiğini vurgulayan Bali, işlerin daha iyi yapılması için iletişimin çok önemli olduğuna dikkati çekti. Bali, bankacılık sektörünün geçmiştekinden çok iyi durumda olduğunu ve bundan dolayı son yıllarda geçmişte yaşanan sıkıntıların yaşanmadığını sözlerine ekledi. Özdilek Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek de itibar var ise sermaye olmasa da mal alıp satılabileceğini, girişimcilerin bankacıların yönlendirmesine mahal bırakmadan kendi doğruları üzerine gitmeleri gerektiğini savundu. Özdilek, bankaların kredi sözleşmesine sadık kalması ve süre bitimine kadar
faizlerle oynamaması gerektiğini kaydetti.
#SANKO #UludağEkonomiZirvesi #bankacılıksektörü #rüzgarenerjisi