Yün konusunda küresel çapta bir otorite olan The Woolmark Company, ev tekstiline özel, mimar, tasarımcı, imalatçı gibi profesyonellere ve nihai kullanıcılara yönelik, yünle ilişkili makro trendlerin araştırılması ve işlenmesine yönelik bir laboratuar olan Wool Lab Interiors’ı oluşturdu.
The Woolmark Company tarafından yünle ilgili farkındalığı artırmak için kurulan ve sektör için bir referans noktası olan The Wool Lab ve The Wool Lab Interiors, en kaliteli yün tekstillerinin yanı sıra yünün mefruşat ve ev tekstili ürünlerinde yenilikçi uygulamalarına ilişkin bir kılavuz görevi görüyor.
Yün, moda sektöründe olduğu gibi ev tekstili ve mefruşat sektöründe de önem kazanıyor. Yün, ev tekstili tasarımına konfor, yumuşaklık, eski halini geri kazanma, nem emme, güvenlik, alev almazlık, bakım kolaylığı, ses ve ısı yalıtımı, sağlık güvencesi gibi sayısız seçenek ve uyku kalitesinin arttırılması, doğal olması ve ekolojik sürdürülebilirlik açısından bilimsel olarak kanıtlanmış faydalar sunuyor. Ev tekstili tasarımda kullanım alanı da aynı derecede geniş olan yün beş önemli uygulama ve üretim alanını kapsıyor: yatak ve yatak takımları (şilte, battaniye, yorgan vs.), yer döşemeleri ve halılar, ev tekstili (döşeme, perde, duvar kaplamaları vs.), aksesuarlar (yastıklar, puflar vs.) ve yalıtım malzemeleri. The Woolmark Company’nin, dünyanın en iyi şirketlerinin en iyi ürünlerinden seçerek gerçekleştirdiği uluslararası araştırmanın sonucunda ortaya çıkan bu kılavuz, hem ilham verici bir trend kitabı hem de bir çalışma aracı olarak kullanılıyor. Tasarımcı, mimar ve iç dekoratörler ile konusunda uzman profesyoneller, bu kılavuza dayanarak malzeme seçimi yapabiliyor ve The Woolmark Company aracılığıyla ilgili tedarikçilerle temasa geçebiliyor. Bu hizmet, yünün değerinin anlaşılması ve iç tasarımlarda kullanılmasını teşvik etmek amacıyla ücretsiz olarak sunuluyor.
Nisan 2013’te gerçekleşen Milano Mobilya Fuarı ön gösteriminde, The Wool Lab Interiors, bu ilk baskının ilham verici beş temasını açıkladı:
İskandinav, Kuzey atmosferleri ve renkleri ile ilgili olup, 1950 ve 60’ların Kuzeyli tasarım şaheserlerinin temel unsurlarını yansıtan cansız renkleri ve net hatları günümüze taşıyor.
798 teması, hem deneysel kültüre hem de sanat, kültür ve teknoloji arasındaki kesişmeye odaklı olarak aynı adla Pekin’de kurulan bölgesel sanat laboratuarını hatırlatıyor.
Metropolis, modern doğrusallık ihtiyacının teknolojiyle karışımını yansıtıyor ve yüksek kaliteli ve şık malzemelerle net hatlar oluşturmak amacıyla yün ve deriyi, taranmış kumaşlar ile perdelik kumaşları, gri tonlarıyla diğer doğal renkleri birleştiriyor.
Tweed Heritage tipik İskoç tüvitlerinin cazibesini şehir hayatına yeniden sokan ve aynı zamanda bir cazibe ve geleneksellik aracı görevi gören çağdaş kültürün oturmuş bir trendini temsil ediyor.
Son olarak, Pure teması minimal ortamlar, doğal renk tonları, güven verici ambiyanslar, düz formları kullanarak sosyal hayat ve ekolojiyle uyumlu bir gelecek özlemini en iyi özetliyor.