İTHİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, “2021 yılında salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte gerek biriken taleplerin karşılanması, gerekse Çin’deki tedarik zincirini Türkiye’ye yönlendiren küresel markaların etkisiyle pozitif ayrışmayı öngörüyoruz” dedi.
Konfeksiyon & Teknik Dergisi olarak 2021 yılına “Başkanlar Konuşuyor” adı altında özel bir dosya hazırlayarak girdik. Tekstil sektörünün değerli başkanları, Türk tekstil sektörünün geçen yılını ve 2021 yılına yönelik beklenti ve öngörülerini bizlerle paylaştılar. Başkanların sektörle ilgili yorum ve değerlendirmelerini sayfalarımızda keyifle okumanızı dileriz…
Türkiye’nin ekonomisine ve ihracatına büyük katkı sağlayan hazır giyim sektörü adına İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, 2020 yılını değerlendirdi ve gelecek dönem hedeflerini paylaştı.
Pandemi nedeniyle küresel anlamda da zorlu geçen 2020 yılını sektör açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Koronavirüs salgınıyla birlikte birçok ülkenin sınırlarını kapatması, uçuş yasakları ve karantina önlemleri neticesinde küresel ticaretin kapanması sebebiyle her sektörde olduğu gibi sektörümüzü de olumsuz yönde etkiledi. Zengin ürün çeşitliliğimiz ve sürdürülebilir ihracat gerçekleştirebildiğimiz alternatif pazarlarımız sayesinde kendini en hızlı toparlayan sektörlerden biri olduk. 2020 yılında ihracat artışımıza en fazla katkı sağlayan sektörler teknik tekstil, ev tekstili ve örme kumaş sektörlerimiz oldu. 2020 yılında küresel salgından en fazla etkilenen alt ürün grubumuz ise dokuma kumaş oldu. Ancak 2021 yılında salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte gerek biriken taleplerin karşılanması, gerekse Çin’deki tedarik zincirini Türkiye’ye yönlendiren küresel markaların etkisiyle pozitif ayrışmayı öngörüyoruz.”
Sizce bu yılın sektörel açıdan en önemli gelişmesi ne oldu? 2021 yılında sektörün ihracat hacmini artırmak adına hangi stratejileri izlemeyi planladığından kısaca bahseder misiniz? Küresel ekonomik daralma, sizce hedef pazarlara nasıl yansıyacak?
Teknik Tekstiller:
“Bu yılın sektörümüz açısından en önemli gelişmelerden biri teknik tekstil sektörümüzde yaşandı. Teknik tekstil sektörümüzde sahip olduğumuz alt yapımız sayesinde salgın döneminde ülkemiz, kişisel koruyucu onanım ürünleri üretiminde büyük ölçüde problem çekmedi. Pandemi süreci yerli üretimin stratejik önemini tüm dünya ülkelerine bir kez daha göstermiş oldu. Ülkemiz, uluslararası talepleri karşılamanın yanında dünyanın dört bir yanına koruyucu giysi ve maske yardımı gerçekleştirilerek önemli bir sosyal sorumluluk örneğini sektörümüzün gücü sayesinde sergilenmiş oldu.”
Tedarik zincirinde değişim:
“2021 yılında salgın sürecinin kontrol altına alınmasından itibaren özellikle küresel tedarik zincirinde büyük bir değişim sürecini yaşayacağımızı öngörüyoruz. Dünya tekstil ve hammaddeleri ithalatının üçte birini tek başına gerçekleştiren ABD ve AB ülkelerinin tek bir pazar odaklı tedarik anlayışından uzaklaşacağını öngörüyoruz. Tedarik zincirinin Türkiye’ye kaymaya başladığını mevcut verilerden gözlemleyebiliyoruz. 2021 yılından itibaren AB ve ABD’deki pazar payımızın daha da artacağını ve ihracatımızda büyük bir sıçrama yaşayacağımızı öngörüyoruz. Dünyada rakiplerimizden ürün çeşitliliği, esnek ve hızlı üretim kabiliyeti açısından pozitif yönde farklılaştığımız bu dönem, gelecek yıllarda katma değerli ihracat artışımızda daha da belirginleştirecektir.”
Sürdürülebilirlik:
“2021 yılında da sektörümüzün en önemli gündem maddesi yine sürdürülebilirlik olacak. İklim değişikliği ile mücadelenin Avrupa Birliği’nin en önemli politikası haline geldiği bugünlerde tüm küresel markalar, sürdürülebilirlik projelerini hayata geçiriyor. Daha az su kullanımı, temiz çevre, tekstil ürünlerinin geri dönüştürülerek tekrar üretimde kullanılması gibi sürdürülebilirlik konularına ilişkin farkındalığı her geçen gün artırmayı planlıyoruz.”
Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) ve Kuşak Yol Projesi
2020 yılı içerisinde küresel ekonomide en önemli gelişmelerden biri, 15 ülkenin katılımlarıyla imzalanan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (RCEP) olmuştur. Dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması niteliğine sahip RCEP; 2,1 milyar insanı ve küresel GSYİH’nın %30’unu kapsamakta. Bununla birlikte Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol Projesi’ kapsamında Çin’in en doğusundan kalkan trenin 20 gün içerisinde Avrupa’ya ulaşması planlanıyor. Dolayısıyla ‘Bir Kuşak, Bir Yol Projesi’ kapsamında biz de Asya ve Uzakdoğu Asya ülkelerine daha fazla ihracat için bir fırsat yakalayabiliriz ancak en büyük pazarımız Avrupa Birliği’ndeki rekabetçi gücümüzü korumaya devam etmemiz gerekmektedir.”
Dijitalleşme:
“Tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak pandemiden önce dijitalleşmeyi ve inovasyonu odağımıza almıştık. İTHİB olarak sektörümüzün ihracat hedeflerine ulaşabilmesi için e – ticaret, alternatif lojistik kanallar, sanal fuarlar, dijitalleşmeye dair birçok alanda çalışmalar gerçekleştirerek yeni projeler geliştiriyoruz. Pandeminin bir diğer etkisi ise dünyada ticaretin kolaylaşması, dijital süreçlerin hızlanması ve bürokrasinin azalması yönünde. Salgın dönemi bittikten sonra elbette fiziki fuarlar, uluslararası ziyaretler devam edecektir, ancak dijital toplantılar ve sunumların artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyleyebiliriz.”
#İTHİB #ihracat #pandemi #sürdürülebilirlik #dijitalleşme #tedarikzinciri #Ahmet Öksüz #inovasyon #hazırgiyim #tekniktekstiller #hammadde #lojistik #iklimdeğişikliği#