Yıllardır iç giyim sektörünün önde gelen firmaları arasında olan Yeni İnci, inovatif ürünlere yönelme kararı aldıktan sonra kısa sürede 30’a yakın ürünle adından sektörde söz ettirmeye başladı.
Yenilikçilik anlamında sınır tanımayan KOBİ’ler toplumda ihtiyaç duyulan ürünü tasarlayıp piyasaya sunma konusunda da hızlı davranıyor. Yeni İnci de bunlardan biri. Bugün babasından aldığı işi yeni ürünlerle büyütme azmiyle çalışan Yeni İnci Yönetim Kurulu Başkanı Furkan Atakan, şirketin kuruluşu ve gelinen süreçle ilgili sorularımızı cevaplandırdı.
Yıllardır tekstil sektörünün içerisinde hizmet veren bir kuruluş olarak, geçmişten günümüze Yeni İnci’yi nasıl tanımlarsınız?
“Yeni İnci’nin esas kuruluşu iç çamaşırıydı. 1964 yılında tuhafiyecilikle başladık. 30 metrekarelik küçük bir tuhafiye dükkânıydı. Düğme ve tokanın satıldığı dükkânımızda çamaşır da bulunuyordu. İç çamaşırına olan yoğun ilgi bizi imalata sürükledi. İlk sütyenle imalata başladık. 2000 yılınakadar bu şekilde ilerledik. 2000 yılından itibaren şirketin başına ben geçtim. Erken yaşta daha çok tecrübe edinmiş oldum. Yeni İnci marka olarak bugün 2000 farklı noktada yer alıyor. Pazar payı olarak ise Türkiye’deki 3 büyük üreticiden bir tanesiyiz. Ürünlerimizi 50 farklı ülkedeki iç çamaşırı mağazaları ve cornerlara pazarlıyoruz. Bugün itibarıyla yılda 2,5 milyon adetlik üretim gerçekleştiriyoruz. “
Firmanızın sektöre sunmuş olduğu ürünler ve kullanım alanlarından bahseder misiniz?
“Firma olarak 2006 yılında üretmeye başladığımız erkeklere yönelik Kitaro markasının yanı sıra, 2009 yılından bu yana satışını yaptığımız kadın, erkek ve çocuk koleksiyonları olan Homewear ev giysisi markasıyla varlığımızı sürdürüyoruz. Yeni İnci olarak herkese hitap edecek geniş ürün yelpazesine sahibiz. Ürün skalamızda dantelli büstiyerler, jartiyerler, kombinezonlar, gipürlü dekolte sütyenler ve zarif dantelli ürünler bulunuyor. Ayrıca günlük kullanım için basic ve fonksiyonel minimiser ve maximiser ürünlerimiz de var. Kadınlar özel kıyafetlerin altında ihtiyaç duyacakları çok çeşitli bir korse grubumuz ve göğüs kanserine maruz kalmış hastalarımız için protez sütyenlerimiz de mevcut. Bunların yanında bayanların zor zamanlarında yardımlarına koşacak değişik fonksiyonlarında aksesuarlarımız var. Bu gruba “hin serisi” adını verdik. Adını kadınların kusurları örtmek için akıllarına gelen hinliklerden alıyor. Bayan iç çamaşırı dışında erkek çamaşırı, erkek, kadın ve çocuk pijamaları da üretmekteyiz.”
Bildiğiniz gibi sizin gibi aynı sektörde faaliyet gösteren değişik firmalar ve ürünler mevcut. Sizi farklı kılan nedir? Kullanıcıların ürünlerinizi tercih sebebi nelerdir?
“Yeni İnci, kuruluş yılından bugüne kaliteli ürünü ulaşılabilir fiyata sunma politikası ile yoluna devam ediyor. Bizi farklı kılan öncelikli sebep bu diye düşünüyorum. 500 farklı ürünümüz var. Bu çok ciddi bir rakam. İnovatif ürünlerimiz çok fazla. 18 farklı bedende sütyen üretimi yapıyoruz. Büyük göğüslü kadınlar için özel sütyen dikimi yapıyoruz. Göbekli erkekler için korseli boxer’larımız mevcut. Göğüs kanseri sonucu göğsünü kaybedenler için protez sütyenlerimiz var. Kullanıcıların talepleri doğrultusunda üretim yapmaya özen gösteriyoruz. Bu da haliyle ürünlerimize olan ilgiyi artırıyor.” Tekstil sektörü her geçen gün yeniliklerle buluşuyor. Giyim trendleri de değişmeye başladı. Tercih edilebilir ürünler ve yenilikler konusunda çalışmalarınızdan bahseder misiniz? “Yeni İnci’nin amacı, bir kadının mağazamıza girdiğinde A’dan Z’ye iç giyime yönelik aradığı her şeyi bulmasını sağlamak. Bunun dışında çocuk ve erkek grubunu da kapsayan pijama üretimimize de ağırlık vereceğiz. Yenilik olarak ise yoğun bir şekilde mayo ve çorap sektörüyle ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Ürünlerimizde AZO Testi Belgesi bulunuyor. Bu da tercih edilen bir marka olmamızı büyük ölçüde etkiliyor.”
Bildiğim kadarıyla yeni yatırım ve farklı alanda üretim çalışmalarınız var. Bu konularda biraz bilgi verebilir misiniz? Buradaki amacınız ve hedefleriniz nelerdir?
“Yeni İnci olarak bu yıl İstanbul Bayrampaşa’da ikinci fabrikamızın açılışını yapacağız. Altyapısı hazır olan fabrikamız 6 bin metrekare alan üzerinde kuruldu ve tüm donanımı da tamamlandı. Yeni yatırımımızı hem ekonomik hem de toplumsal açıdan önemli buluyoruz. Yaklaşık 4 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirdiğimiz fabrikamızla yıllık 2,5 milyon adetlik üretimimizi iki yıl içinde yüzde yüz artışla 5 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Şubeleşme yolunda bir kilometre taşı olarak nitelendirdiğimiz ikinci fabrikamız ile artı 500 kişilik istihdam da sağlayacağız. Yeni fabrikamızda özellikle mayo üretimine ağırlık vereceğiz. Yeni İnci olarak iç giyimin her alanında olmak istiyoruz. Müşterilerimizin de beklentileri bu yönde. Tasarım grubumuz mayo üretimi için farklı model çalışmaları yapıyor.”
Globalleşen dünyada Türk tekstilinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
“Pazar payı 3,5- 4 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olan iç giyim sektörü, 2011 yılını olumlu sonuçlarla kapattı diyebilirim. Türkiye bugün, iç giyimde Avrupa ve Orta Doğu ülkelerinin en önemli tedarikçilerinden biri. Sektörümüzün tek sıkıntısı markalaşamamak. Yeni İnci Arap ülkelerinde ve Azerbaycan’da çok kuvvetli. 2011 yılında gözlemlediğimiz en önemli konuların başında Mısır’da Yeni İnci tabelasıyla mağazaların yer alması oldu. Ben açıkçası iç giyim sektöründe yabancı markalara çok şans vermiyorum. Ülkemizde hem imalat yapıp hem de tüm şehirlere satış yapan yabancı bir marka yok. Kaldı ki yabancı markaların fiyat aralıkları oldukça yüksek. 2012 yılında da hem kendi irmam hem de diğer Türk markaları olarak sektöre hareket katacağımızı düşünüyorum. 2012 senesinde markalaşmak adına ciddi atılımlar yapılacağını öngörüyorum. Biz de bu yıl markamıza bir yüz belirlemek ve onunla ilerlemek istiyoruz. Bunun dışında 2012, markamızın da şubeleşme yılı olacak. Yeni yatırımlara sıcak baktığımız bu yıl, Bayrampaşa’daki ikinci fabrikamızda mayo üretimine gireceğiz. İç giyim sektörünün geneline bakacak olursak 2012 yılı tekstil sektöründe iç pazarın, ekonomideki canlanmanın yanı sıra, komşu ülkelerden alışverişe gelenlerin sayısındaki artışla 2012’de yüzde 10-11 büyümesi bekleniyor.
Türkiye’nin önündeki ideal ve yeni pazarlar nerelerdir?
“Orta Doğu’da ve Türki Cumhuriyetlerde sahip olduğumuz hakimiyeti hiçbir zaman kaybetmemeliyiz. Ayrıca Çin gibi nüfusun yoğun olduğu ülkelerde dahi kalite ve marka anlayışı yavaş yavaş oturmaya başlıyor. Bu ülkelere de yavaş yavaş yatırım yapma yolunu gözlemlemeliyiz.”