Günümüzde teknolojik gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Dünya son 10 yılda inanılmaz teknolojik ilerlemeler kaydederek gelişimini sürdürüyor.
Global şirketlerin teknoloji yatırımlarının sonuçları olan ürünlerin hayatımızdaki yerleri değiştirilemeyecek kadar önemli oldu. Bu noktada dikkatimizi belli bir noktaya odaklamalıyız. Bugün bindiğimiz araçlarımızdan kullandığımız cep telefonlarına, bilgisayarlarımızdan ev eşyalarımıza kaç tanesi yerli üretim? Ne yazık ki çok azı. Son yıllarda özellikle devletimizin destekleriyle oluşan bilinçle üretimlerine hız veren sanayicilerimiz işi monoton olmaktan çıkarmak için inovasyona yönelip Ar-Ge faaliyetlerine ağırlık verdi. Yaşanan bu gelişim ile ortaya çıkarılan ürünler ekonomik gelişimimize katkı sağlamaya başladı. Artarak devam eden Ar-Ge faaliyetlerimizde sanayicilerimiz için amaç patentli üretim olmalıdır. Tüm dünyada olduğu gibi Ar-Ge’nin başarısı patente bağlıdır. Entelektüel bir varlık olan patentin ekonomik ivmeye olan katkısı azımsanmayacak kadar fazladır. Sanayicilerimiz özellikle de ihracat yapan sanayicilerimiz patente dayalı Ar-Ge çalışmalarına öncelik vermelidirler. Türkiye artık konteynır dolusu ürünleri ihraç etmekten ziyade teknolojiyle donatılmış pahada değerli olan üretim modeline geçerek takip edilen bir strateji belirlemelidir. Tabiî ki bunun yegane yolu patent odaklı inovatif Ar-Ge çalışmalarından geçmektedir. Özellikle ülkemizin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedeflerine ulaşmasında patent sayılarımızın artırılması birinci öncelik olmalıdır. Artan patent sayılarımız ve katma değerli üretim hedeflerimiz yerli otomobil, yerli uçak kısacası bizi yerli teknolojik üretime ulaştıracaktır.