Uygun bir bakış açısı yakaladığımızda dünyayı herkesten başka bir gözle görebiliyor, zihnimizde yeni bir fikir, kavram ve algı oluşturuyoruz.
Pazarlamada insanın kendi gördüklerinden ziyade, dünyayı, firmasını, kendini, işini, ürünlerini, sunularını hatta müşterilerini bile, müşterinin gözüyle görebilmek önemli. Pazarlama bir bakıma, etrafı müşteri gözüyle görebilme becerisiyle ilgili.
Pazarlama dünyasının popüler siması Seth Godin, farklı bakış açıları yakalamasıyla ünlü bir isim. Geçenlerde bloğunda model kavramı ve modellerden bahsediyordu.
Pazarlamada model denince, akla ilkin, analitik, teorik ve kavramsal modeller gelse de, Godin, popüler anlamdaki modelleri kastediyor ve model ile süper model (star ve süper star) arasındaki ince ama önemli bir ayrıma dikkatleri çekiyordu.
Modeller, moda defilelerinde podyumda salınan veya stüdyolarda poz veren çekici özelliklere sahip, kadın ve erkekler olarak biliniyor. Modellik, özellikler uygunsa, nispeten kolay gerçekleştirilebilse de, isim yapmak ve para kazanmak için pek de cazip bir iş sayılmıyor.
Ama süper modellik başka. Süper modeller, bir kimlik ve kişilik taşıyor, tamamen farklı bir kategori oluşturuyorlar.
Şayet modellikten süper modelliğe atlanabilirse herkes kazanıyor. Model, kendisi, ajansı, işleri, bir tarza, bir imaja, bir prestije kavuşuyor ve şöhretin getirdiği her şeyden bol bol nasipleniyorlar. İlgiyse ilgi, işse iş, paraysa para…
Süper modellerin sıradan modellerden çok çekici, çok alımlı, çok bilgili, çok üstün olmaları gerekmiyor. Ahali, medya, reklamcı, ajans, firmalar vesaire tarafından “süper” olarak algılanmaları yetiyor.
Modeller, yürüyerek, koşarak, süper model olamıyor. Bir şekilde kategorik bir sıçrama gerekiyor.
Modellikte, iyi model, çok iyi model, harika model gibi hiyerarşik bir sıralama çok anlamlı değil. Ya modelsiniz, ya da süper model… İkisi arası yok.
Dahası, kimin süper olarak patlayacağının bir garantisi de yok. Ama sıçramayı ve patlamayı yakalayabilenler, amiyane tabirle, gerçekten “yırtıyor.”
İş ve pazarlama dünyasında, firmalarda, markalarda, ürünlerde, dizilerde, hisselerde ve pek çok alanda olduğu gibi…
Yürümek, koşmak yetmiyor; sıçramak, patlamak gerekiyor.